24 Ekim 2012 Çarşamba

# 4 sevmek bizi arabesk yapıyor

28.7.2009, onu tanımamın üzerinden 12 sene geçmiş, çocukluk bitmiş ergenlik bile geride kalmış. yıllar boyunca burunlarımızın dibindeyken hiç aklımıza gelmemiş birbirimize gönül vermek, veyası gelmiş de üstünde durmamışız. başka adamlarla, başka kadınlarla yaşamamız gerekenler varmış çünkü. yaşanacakları tamamladık, başka ülkeler başka insanlar gördük, kötü hayatlar yaşadık, iyi hayatlar yaşadığımızı sandıkç o zamanlar birbirimizi sevemezdik belki de.. o çok kroydu mesela, bense çok tiki, o çok zorbaydı mesela bense bir o kadar özgür. olmazdık, olsak da bir arada duramazdık.

ne oldu da, yollarımız kesişti anımsamıyorum, ten desen değil, tesadüf desen hiç değil ama hep yanıbaşımızda durup pas vermediklerimize aşık olduk biz.

çok sancılar yaşadık, birbirimizi anlamadık, anlamak için çaba sarf ettiğimizde aile mevzuları girdi aramıza, ben egzama oldum kollarımda yaralar oldu, stres dediler, dirseklerim kabuk bağladı takma dediler, o 24 yaşındaydı, stresten sivilceleri çıktı. ben senin gibisini görmedim dedi, senin gibisini görmez olsaydım dedim. çok kızdık, çok da kırdık aslında ama her kırığı öyle sağlam yapıştırdık ki şimdi hem bambaşka hem de bir olduk. eurovision hikayesinden önce baküye taşındı, gitti geldi hediyeler getirdi, sonra asker oldu kıbrısa gitti, ve şimdi o istanbulda.

hani benim hep sevdiğim, trafiğini bile kabullendiğim kendimi yalnız hissettiğim istanbul var ya, o da geldi işte.

o tavan kadar uzun, ben de taban kadar kısa ama her nasılsa, hep bir arada..

ah aşk, sen bizi arabesk yapıyorsun.

12 Ekim 2012 Cuma

#3

bazı kızlar animasyonlarda ve romantik komedilerde ağladıklarında gözyaşlarını silip onları tatli bulan sevgililere sahip olacak kadar şanslıdırlar.

11 Ekim 2012 Perşembe

# 2

çocukluktan bu yana nice evrelerden geçerek belli bir yaşa geldim, hiphop dinlediğim zamanlar metale döndü, sonra rocka sardım şimdilerde pop mopderken Türk sanat müziği dinleyerek sanırım bu yola devam edeceğim. Araya serpiştirdiğim arabesk şarkılardan bahsetmiyorum bile.

eskiden sırf pop dinleyip eller havaya takılanlara gülerken, şimdi şimdi ondan da zevk alıyorum. veya birara kuzeye çıkıp indie müziklere sarmışken, şimdi şimdi onları dinleyenleri alternatif buluyorum.

bazen, sevmediğim kişilerin eski ben, sevdikleriminse eski benin nefret ettikleri olduğunu görüyorum.

bu kadar değişime, çelişkileri zıtlıkları barındırmama rağmen, yine de önyargılarımdan kurtulamıyorsam, bu işin yolu yordamı ne ola ki?

10 Ekim 2012 Çarşamba

# 1 siftah

Girizgahı ne kadar sağlam olursa, devamı da öyle olur yanılgısına kapılmadan iki satırla yapacağım başlangıcımı.

Buranın adı tavan taban, karşılıklı iki alan. Tam tamına zıt değiller belki ama, bir uçtan diğerine her şeye değinmek için bir mümkün bir ortam.